30 Kasım 2012 Cuma

MODERN ÇAĞ VE ONUN GÖRÜNMEYEN DUVARLARI


Evet, kimsenin görmediği fakat her tarafımızı saran çok kalın duvarlara sahibiz. Bu duvarlar şu an ki Dünya sistemini saran; bazılarına göre küreselleşme, bazılarına göre vahşi kapitalizm. Fakat ben bu sistemin sizlere siyasi ya da ekonomik yönlerini aktarmak istemiyorum. Çünkü bu sisteme muhalif herkes bu yönleri ile ilgili görüşlerini aktarmaktadır.
Bu sistem; bize aslında sevgisizliği aşılıyor. Hepimizi kalpleri taşlaşmış robotlara benzetmek istiyor. Öyle bir dünya da yaşıyoruz ki; iletişim gün geçtikçe çığ gibi büyüyor, dünya’nın öbür ucundan haber almak, bağlantı kurmak hatta alışveriş yapmak mümkün. Fakat geniş odalı evlerinin ayrı köşelerinde konuşmayan, iletişim kuramayan aileleri bu büyük iletişim dünyasının neresine koymalıyız sizce?
Bizleri küçük  evlerimizden çıkaran ve yüksek katlı sitelere taşıyan, bizi sadece çalışıp para kazanmaya odaklayan bir dünyadayız , artık. Komşularımızla olan ilişkiler, komşumuzun dertleriyle ilgilenmek tarih sahnelerine kavuşmak üzere. Her gün o kocaman evlerden çıkıyoruz,  çalışıyoruz sonra evlerimize geri dönüyoruz. Peki ,bu kısır döngü içerisinde ben ya da biz ne kazanıyoruz. Evet , parayı; dünya sisteminin vazgeçilmez metasını kazanıyoruz.
Peki , ne kaybediyoruz? Sizi bilmiyorum ama ben insanların kalplerindeki sevginin gittiğine inanıyorum. Hatta sevginin nefrete dönüştüğüne inanıyorum. Bu sisteme dair daha birçok misal verebiliriz; insanlar artık konuşmaktan hatta selam vermekten acizler. Arkadaşlıklar çıkar ilişkilerine dayanıyor. Dostluk, arkadaşlık o mühim muhabbetler yok. İnsanların dertlerine  ve acılarına ortak olmak ; diğer insanlara saçma geliyor. Oysa bunlar; insanların yüreklerinde halen, sevgi kırıntıları kaldığını simgeleyen küçük detaylardır.
Artık teknoloji çok ilerledi, sağlık imkanları her gün daha da gelişmekte. Fakat artık sağlıksızız; çünkü vücudumuz ya da ruhumuz maddi doygunluğa belki fazlasıyla ulaşıyor. Peki, manevi doygunluk o nerelerde ona nedense ; kimse ulaşamıyor  ya da biz ona  ulaşmak istemiyoruz.
Belki katılaşmış kalplerimizi yumuşatmak için; bir bebeğin ellerini tutmak, bir çocuğun gülen gözlerine doyasıya bakmak ya da her gün bak yine bu gün de nefes alabiliyorum; diyebilmektir . Evet, duvarlar aslında, onları yıkmak çok kolay; fakat yıkabilecek olanlar, bu duvarları görmediği halde inananlardır . Bu duvarları gerçek sevgiyi bulmak isteyenler yıkabilirler. Bu duvarları olumsuzlara rağmen ben varsam, bir sebebi var diyenler yıkabilirler. Her şeye rağmen nefes almak isteyenler yıkabilirler.
                       Görünmeyen duvarlarımızı sevginin gücü ile yıkalım!

MELEK GEDİK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder