Türkiye’nin karanlıklar ile örüldüğü yıllar Musa Anter ve
Uğur Mumcu suikastlerinden sonra da en acı olaylarla devam etti. Uğur Mumcu
cinayetinden sonra 1992 yılında hazırladığı radikal Kürt raporu ile dikkatleri
üzerine çeken Anavatan Partisi kurucularından Adnan Kahveci Bolu- Gerede’de
ailesi ile geçirdiği trafik kazası sonucu vefat etti. Olayın ardından ülke
genelinden Kahveci ve ailesinin ölümü büyük üzüntü yarattı. Sürekli suikastler
ve şüpheli kazaların yaşandığı 90’lı yıllar halkı da derin bir şekilde
etkilemiş ve kamuoyunda büyük tepkilere
neden olmuştu.
Kahvecinin şüpheli kazası günümüzde de henüz
aydınlatılamamış. Özellikle Kürt sorununun çözüme ulaşması için adımlar atan
Musa Anter ve Uğur Mumcu gibi isimlerin ölümlerinin ardında, bu şüpheli kaza da
Kürt sorunu için çözüm arayan
“Kahveci’de mi öldürüldü?” sorularının kamuoyunda sıkça tartışılmasına yol
açmıştı.
Kahveci’nin kazasından sonra, 17 Şubat’ta Türkiye 5 ölüm acısı daha yaşadı.
Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı Ankara’da düştü. Eşref Bitlis’le beraber 4
subay da şehit oldu. Kazanın ardından Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından büyük
bir soruşturma başlatıldı fakat; soruşturma sadece iddaalar ışığında hiçbir
sonuç alınamadan üstü kapandı. Eşref Bitlis, özellikle PKK- dış bağlantıları
arasındaki ilişkileri irdelemiş ve o dönemde “İncirlik’ten kalkan ABD uçakları
PKK’ya yardım ediyor” şeklindeki
açıklaması kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.
Eşref Bitlis, sadece ABD ile ilgili yaptığı açıklamalar
gündem yaratmamış , JİTEM’e karşı olduğunu söyleyerek dikkat çekmişti. Bu
açıklamaların ardından ve aydınlatılamayan kazadan sonra, Eylül 2010’da JİTEM kurucusu olduğu
belirtilen ve Ergenekon davası tutuklusu
emekli Albay Arif Doğan şu açıklamalarda bulundu: “ Bitlis’i JİTEM
komutanlarından Cem Ersever öldürdü.”
Ergenekon davasının günümüzde hala sürmesi ve birçok sanığın konu hakkında yaptığı
farklı açıklamalar kazanın aydınlatılma süresini uzatmıştır.Özellikle bu tarz cinayetlerin ve kazaların üstünün
kapatıldığı bir ülkede vicdanların bir an evvel rahatlatılmasını temenni
ediyorum.
Melek GEDİK