Onların farklı dünyaları, farklı inançları, farklı hayalleri
vardı.İkisi de belki aynı gök
yüzünden bile geçmemiştir. Dostları, arkadaşları
hatta sevdaları bile farklıydı... Geldikleri dünyalar, çizdikleri
kaderler, istedikleri yarınlar bile farklıydı. Bu kadar farklılıklara rağmen bir gün ikisi de
aynı mapushanenin farklı hücrelerinde yan
yana geldiler...Onları birleştiren şimdi tek bir şey vardı: Soğuk mapushane duvarları...İkisi de aynı
duvara yaslamıştı sırtlarını..İkisininde gözlerinde çaresizlik, öfke, acı, durulmayan gözyaşı vardı. Farklı iki insanı, soğuk
bir hücre duvarı birleştirmişti. Eskiden her şeyi yapabilecek güçleri , cesaretleri
vardı. Şimdi ise tek hayalleri vardı o da ; acı çekmemek. Artık yapılan işkenceler bitsin istiyorlardı. Dayanacak ne bir vücutları vardı ne de sabır çekecek ruhları... Kaybolmuştu
karanlık hücre de iki genç yürek...Eziyetten işkenceden sesleri duyulmuyordu
acıları artık doruğa ulaşmıştı. Kangren olmuş misali ikisi de hiç bir şey
hissetmiyorlardı. Tek hissettikleri şey atan yürekleriydi. Istırapları artık
hücreleri inletiyordu. “Bitsin bu çile”
diye dua ediyorlardı.Bir gün bitti o işkence dolu günler... İkisi de
inanamıyordu acı dolu saatlerin bittiğine...Karanlık hücrelerinde bir gün
duydular birbirlerinin seslerini. Sesleri ikisi içinde umut olmuştu. Onlar artık
farklı değil tıpatıp aynılardı. farklı değillerdi. Onların aynı yaraları, aynı
acıları vardı. İşkencenin vücutlarında açtıkları yarayı değil de; ruhlarına açılan yaraları nasıl geçeceğini düşünüyorlardı
. Ama ikisi de bunları iyileşeceğini biliyordu. İyileşmek için birbirlerine dayandılar.Birbirlerinden aldıkları müthiş güç ile birbirlerinin yaralarını sarmaya başladılar. Yaraları iyileştikçe birbirlerine olan bağlılık
ve güven duygusunun yerini müthiş bir aşk almıştı. Çaresizlik içinde birbirine sığınan iki
yürek, artık aşkları için birbirlerine
bağlanmıştı. Dünyaları, hayalleri,
sevdaları farklı olan iki yürek,
bir gün karanlık bir hücrede aynı
acının sızısıyla birbirlerine tutundular.
Hikayemin sonunda; dünyada insanları aynı sevinçlerden
ziyade, aynı acıların birleştirdiğini ,
aynı yarayı alıp birleşen iki yüreği dinlediğimde anladım.
Melek GEDİK