19 Mayıs 2013 Pazar

'Mehmet' bir güzel çocuk...


Geçen hafta perşembe günü, akşam saat 10 gibi arkadaşımı bekliyorum Fatih'de,cadde üzerinde. Bir genç çiftin konuşmalarını duyup, yanlarında durdum yada Allah tarafından durdurulmuş olabilirim. Kadın hararetli bir şekilde telefonda konuşuyor,adam yanında bekliyor öyle. Anladığım kadarıyla kadın zabıtayı aramış, bir güzel haşlıyor
.
"Zabıtamız ne iş yapıyor bilmiyorm. Adım başı peçete satan çocuklar,dilenciler yolda yürütmüyorlar bizi." Cümleler böyle,üslup feci. Merhametsiz,soğumuş kalbi suratından bile belli oluyor.. Kıyafetlerinden anladığım kadarıyla, spordan dönüşte hanımefendi. Ayakkabıları on metre geriden 'buradayım' diye bağırıyor.
Bunları duyunca ben dehşete kapılıp,soluğu çocukların ve ablaların yanında aldım. Hepsini uyardım biri zabıtayı çağırdı,toplayacaklar sizi diye. Hepsi dağıldı, teşekkür ede ede...

Biri var orada öyle gitmiyor. Para verdim dedim ki: "selpağa ihtiyacım yok canım. çantamda var benim, sen kendine harçlık et bunu" tamam dedi. Aradan 5-10 dakika geçti yanıma geldi."Abla para verdin,mendil al hak geçer" dedi bana. Çocuğun içi rahat etsin diye aldım mendili, " hadi git ablacım bak gelir zabıta" dedim. Gitmiyor. Sebebi mendilleri bitmemiş daha.

Her mendil satan çocuğun kaderidir şu soru : " kim çalıştırıyor sizi". Bende sordum tabi. Öyle saf,öyle güzel anlattı. Annesi diyormuş git sat diye. Düşünüyorum hangi anne ister, çaresiz anneler ister sanırım. 6 kardeşi varmış Mehmet'in. İlk dönem takdir almış okulundan,6. sınıf öğrencisi bir oğlan.

Böyle sohbet ederken birden sordu bana " abla burada berber var mı" diye. Gülmeye başladım tabi saat kaç olmuş,mendiller elde saçlar kız gibi.  Öğretmenin mi kızıyor dedim. "Yok, annem kızıyor. Bir keresinde çok kızdı kestir dedi kestirmedim. En sonunda araba çarptı bana." dedi. Tamam dedim içimden çocuk annenin ehemmiyetini anlamış. "Annen kızarsa bir şey mi olur" diye sordum. Verdiği cevap beni eritti resmen. Gözlerim dolu dolu, tutamıyorum kendimi çocukta üzülmesin diye belli etmemeye çalışıyorum.

"Abla cennet annelerin ayakları altında ya" dedi. Ay dedim içimden kurban olurum senin gözlerine,ellerine...
Beni can evimden vurdu Mehmet.Dünyaya mağrur,terbiyeli, hak-hukuk olayını idrak etmiş bir müslüman yetişiyor heralde dedim. Biz bilmezdik 12 yaşımızda cennetin annelerin ayakları altında olduğunu..
Sarıldım boynuna öptüm. Şimdinin teknoloji canavarlarından değil ki o. Terbiyesiz,saygısız hiç değil. Ekmeğinin,okulunun derdine düşmüş canını sevdiğim.

Dedim ki Mehmet'e " Bak Mehmet, ablacım oku! Okumayana ekmek vermeyecekler. Muhakkak oku. Namazını kıl, müslüman bir adam ol. Allah için çalış." Mehmet pat yapıştırdı cevabı: " Abla ben 5 vakit namaz kılıyorum, bir tek öğle kaçıyor heheheh." Dedim ki içimden, seni alsam eve götürsem ne güzel olur. İkinci vuruşu yaptı Mehmet, sadece güzelliğiyle.
Oh dedim, ne güzel. Öğleleride kaza yaparsın maşallah sana. Arkadaşım gelince ayrılmak zorunda kaldım yanından, öpe koklaya. Kim bilir kaçta bitirdi mendilleri bilmiyorum. Biz eve gittik yayıldıkta, Mehmet kaçta yattı acaba.

Dün arabayla geçerken Fatih'ten bir de baktım Mehmet iki şeridin ortasında elinde mendiller, saçlar kesilmemiş. Çıldırdım resmen, bağırdım el salladım."Mehmeeeet" diye bağıran bir deli trafikte.El salladı oda bana.İçim acıdı. Biz çocukken cumartesiyi iple çekerdik. O gün bir şey yapılırdı çünkü. Hiçbir şey yapılmasa evde tv izlerdik,tembellik yapardık. Mehmet gündüzden başlamış çalışmaya,kurban olurum. Öğretmenlerin gıcık soruları vardır ya " haftasonu ne yaptınız " diye. 12 yaşında bir çocuğun cevabı "mendil sattım" olmamalı ya. Olmamalı.
Saçlarını kestirememiş. Neden? Vaktin mi olmadı Mehmet, yoksa paran mı?

Ben artık peşini bırakmam bu çocuğun. Akşamı beklerim bir kere öpsem kâfi.. Bir kere sarılınca,dünyanın bütün güzelliğini içine almış gibi hissediyor insan. Allah onun gibi terbiyeli çocukları, daha hayırlı şartlarda yetiştirmeyi bize nasip etsin.
Terbiyesiz, teknoloji canavarlarının ana-babalarınada Allah merhamet versin. En başta mendil satan çocuğu zabıtaya şikayet eden, kalbi mühürlenmişlere....

Pınar KÖSE