18 Şubat 2013 Pazartesi

İnce Bir Sızı



Herkesin bir sevdası vardır...
Belki hep yanında olup fark etmediği ya da uzaklar da olup, yüreğinin ta içinde hissettiği
Gizlice içinde yaşayanlar ya da açıkça cesaret edip yüreğini açanlar...
Ama adı üstünde hepsi aynı türküyü söylüyor hepsi sevda diyor...
Kimisi sevdasını bir zerdali ağacına anlatıyor,  kimisi deniz kıyısındaki martılara...
Kimisi vefalı dostlarına , kimisi sayfalarca mektuplara, kimisi soğuk bir mezara...
Bazısı ağlayarak,  bazısı kahkaha atarak dindirmeye çalışıyor içindeki sızıyı...
Kim bilir kaç gece uykusuz bitti sevda yarası olanlar için...
Kim bilir kaçı gözyaşlarını saklı köşelerde sakladı..
Sevda bazen utanmaktı, bazen cesaret...
Bazen ıstırap.. bazen sonsuz güven....
Ama hep ince bir sızıydı sevda...
Yıllar geçse de  dinmeyen ama kabuk bağlayan bir yaraydı..
Bir şarkıda,  bir şiirde, bir seste, bir bakışta ortaya çıkan kocaman bir sızıydı...
Büyük sevdaların gözyaşı yoktur  onlar o kadar acı çekmişlerdir ki...
Gözyaşı akıtmaz o yürekler...
O büyük sevdaları umarsız yürüyüşlerden,  gülen gözlerinin içindeki buluttan tanırsınız..
Hep aynı yılgınlık , hep aynı umarsızlık vardır..
Gözyaşı dökmemek ne acıydı onlar için yitip giden yıllara saygıydı onların sevdası...
Kalbin en derin ama en masum heyecanıydı sevda ...

Melek GEDİK