31 Ocak 2013 Perşembe

En Karanlık Yıllar-2: 1992-1993


Türkiye’nin karanlıklar ile örüldüğü yıllar Musa Anter ve Uğur Mumcu suikastlerinden sonra da en acı olaylarla devam etti. Uğur Mumcu cinayetinden sonra 1992 yılında hazırladığı radikal Kürt raporu ile dikkatleri üzerine çeken Anavatan Partisi kurucularından Adnan Kahveci Bolu- Gerede’de ailesi ile geçirdiği trafik kazası sonucu vefat etti. Olayın ardından ülke genelinden Kahveci ve ailesinin ölümü büyük üzüntü yarattı. Sürekli suikastler ve şüpheli kazaların yaşandığı 90’lı yıllar halkı da derin bir şekilde etkilemiş  ve kamuoyunda büyük tepkilere neden olmuştu.
Kahvecinin şüpheli kazası günümüzde de henüz aydınlatılamamış. Özellikle Kürt sorununun çözüme ulaşması için adımlar atan Musa Anter ve Uğur Mumcu gibi isimlerin ölümlerinin ardında, bu şüpheli kaza da Kürt sorunu  için çözüm arayan “Kahveci’de mi öldürüldü?” sorularının kamuoyunda sıkça tartışılmasına yol açmıştı.
Kahveci’nin kazasından sonra,  17 Şubat’ta Türkiye 5 ölüm acısı daha yaşadı. Orgeneral Eşref Bitlis’in uçağı Ankara’da düştü. Eşref Bitlis’le beraber 4 subay da şehit oldu. Kazanın ardından Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından büyük bir soruşturma başlatıldı fakat; soruşturma sadece iddaalar ışığında hiçbir sonuç alınamadan üstü kapandı. Eşref Bitlis, özellikle PKK- dış bağlantıları arasındaki ilişkileri irdelemiş ve o dönemde “İncirlik’ten kalkan ABD uçakları PKK’ya yardım  ediyor” şeklindeki açıklaması kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.
Eşref Bitlis, sadece ABD ile ilgili yaptığı açıklamalar gündem yaratmamış , JİTEM’e karşı olduğunu söyleyerek dikkat çekmişti. Bu açıklamaların ardından ve aydınlatılamayan kazadan sonra,  Eylül 2010’da JİTEM kurucusu olduğu belirtilen ve Ergenekon davası tutuklusu  emekli Albay Arif Doğan şu açıklamalarda bulundu: “ Bitlis’i JİTEM komutanlarından Cem Ersever  öldürdü.”
Ergenekon davasının günümüzde hala sürmesi  ve birçok sanığın konu hakkında yaptığı farklı açıklamalar kazanın aydınlatılma süresini uzatmıştır.Özellikle  bu tarz cinayetlerin ve kazaların üstünün kapatıldığı bir ülkede vicdanların bir an evvel rahatlatılmasını temenni ediyorum. 

Melek GEDİK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder