27 Ocak 2013 Pazar

En Karanlık Yıllar: 1992-1993


Türkiye’nin en karanlık yılları, olarak nitelendirdiğim yıllar birçok aydının öldürüldüğü ve birçok önemli isminde şüpheli kazalardan öldüğü yıllar.
1992 Kürt sorunun çözüme ulaşması için en köklü raporun hazırlandığı yıl oldu. Bu rapor artan terör olayları nedeniyle dönemin Cumhurbaşkanı Özal tarafından istenmiş ve Adnan Kahveci tarafından hazırlanmıştı.  Mayıs 1992’de Kahveci,13 sayfalık “Kürt sorunu nasıl çözülmez” başlıklı bir rapor hazırlayarak, Kürt sorunun enflasyon ve işsizikten daha büyük bir sorun olduğu ve bu sorunun çözülememe sebebinin ise;  Türkiye’nin tam bir demokratik olgunluğa erişemediği olduğunu raporda belirtmiştir.
Kürt sorunu için böyle büyük bir adımın atıldığı 1992 senesinin 22 Eylül’ün de Kürt aydın Musa Anter’in öldürülmesi ise Türkiye için karanlık günlerin başladığını gösteriyordu. Anter’in oğlu Dicle Anter, yıllar sonra yaptığı açıklamada babasının “devlet” tarafından öldürüldüğünü özellikle JITEM’in yaptığını söyleyerek bugün JITEM üyelerinin bir kısmını yargılandığı Ergenekon davasına müdahil olmak istediklerini ama bunun reddedildiğini ifade ediyor. Anter’in yeğeni yazar Orhan Miroğlu ise; “PKK ve JITEM ortaklaşan öldürdüler” iddaasında bulunuyor.
Bu cinayetten sonra 24 Ocak 1993 günü Cumhuriyet gazetesi yazarı Uğur Mumcu’nun  arabasına koyulan bombanın patlamasıyla ölmesi karanlık günlerin devam ettiğini bir kez daha hatırlattı. Mumcu’nun öldürülmesi ülke genelinde büyük bir  hüzne sebep olmuş ve her kesimde farklı tepkilere neden olmuştur. “İslami Kurtuluş Örgütü” ün üstlendiği cinayetin, üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen failleri hala bulunamadı.


Özellikle son yazılarında PKK- uyuşturucu- Uluslararası istihbarat örgütleri arasındaki bağlantılarını inceleyerek Kürt sorunu üzerine araştırmalar yapan Mumcu’nun ölümü zihnilerde birçok soru işareti bıraktı. Mumcu’nun öldürülmesinden sonra Prof. Dr. Mahir Kaynak:  “Çok şeybiliyordu” şeklinde açıklama yaptı. Doğu Perinçek ise; “ CIA’nin Türkiye mesajı” diyerek
dikkatleri suikastin dış bağlantılarına çekmişti.Özellikle Kürt meselesinin çözüme ulaşması beklenen 1992-1993 senelerinde üst üstüne gelen iki önemli cinayet, kürt  sorununun demokratik yollarla çözülme olasılığını daha da düşürmüş ve ilerleyen günlerde yaşanacak olaylar ile Türkiye’yi siyasi ve toplumsal bir karanlığa sürüklemeye devam etmiştir.

“En Karanlık Yıllar: 1992-1993” başlıklı yazımın diğer bölümlerini sizlerle bir yazı dizisi olarak paylaşacağım.

Melek GEDİK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder