19 Eylül 2013 Perşembe

YÜREĞİ MİNİK,AYAKKABILARI YENİİİ :)

Artık onun ayakkabıları var, hem çok güzel hem kaliteli.Alındığında yolda ayaklarına bakmaktan yürüyemedi.

Arkadaşlarına gösterdi “güzel mi,
  yakıştı mı?” diye.  Hatta altlarını  silip eve almış ki, evde de giysin. Acaba en son ne zaman istediği ve güzel bir ayakkabıyı ayağına giymişti bilemiyorum. 

Allah’a binlerce şükürler olsun ki, çok güzel geri dönüşler oldu yazıma.

 Kimisi öğrenci olduğu halde harçlığından feragat etti, kimisi güzel  ve temiz eşyalar göndermek için harekete geçti. Tanımadığım, bilmediğim, yüzünü hiç görmediğim insanlardan mailler aldım. Herkesin ne kadar üzgün olduğu ve yardım etmek istediği yazdığı satırlardan anlaşılıyordu. Bu kadar bir olmak, aynı şeye üzülmek, aynı derde ağlamak beni  çok mutlu etti. Kayıtsız kalmayan herkese çok ama çok teşekkür ederim...

 Onun haricinde; evet güzel şeyler oldu, fakat bunlar yetmiyor maalesef. 4 çocuk, bir de anne ihtiyaçları kısa süreliğine giderilmişte olsa bu yeterli değil..

 Hem ayakkabılarını göstermek, hem de sizlere daha fazla ulaşabilmek adına tekrardan yazıyorum bunu.  Bize devamlı bir şeyler lâzım.. Yazının okunma oranı çok yüksek ama geri dönüşü- iyi de olsa- okunmaya göre az.

 Burası internet ortamı olduğu için güvenirlilik açısından tabiki de bir garanti veremiyorum size. Kendimi ne kadar anlatsam olmaz. O yüzden ben size sosyal medya hesaplarımın linklerini de vereyim en azından belki oradan bakar, iyi niyetli olduğumu anlamaya çalışırsınız. Bu da yapmak istediğim bir şey değil aslında ama, başka bir çözümüm yok.
J

İmkânı olanlardan tekrar rica ediyorum. Yüzündeki gülücükleri sizlerle paylaşmayı çok isterdim, fakat rencide etmemek, kırmamak adına yapamıyorum.

Tekrar duyarlı olanlara teşekkürlerimi sunarken,  yazıma rastlayan ve imkanı olan kardeşlerimizin harekete geçmelerini rica ediyorum.

Bu ayakkabıların sahibine yardım için yazdığım ilk yazının linki:  http://demliicay.blogspot.com/2013/09/yuregi-minikacs-kocaman.html


Pınar KÖSE

17 Eylül 2013 Salı

YÜREĞİ MİNİK, ACISI KOCAMAN.

Öncelikle yazıyı okumadan önce, fotoğrafa dikkatli bakmanızı rica ediyorum.

 Bu ayakkabılara bakınca hepimizin gördüğü şey aynı olmalı: "ayakkabılar eskimiş". Buraya kadar tamam, sıkıntı yok ve evet tespit doğru. Ama bu ayakkabı 9 yaşında tevazuyu öğrenmiş,hanımefendiliği benimsemiş, güzeller güzeli bir kıza ait. Ayakkabıya dikkatli baktığınızda, eskiliğinin haricinde ayakkabının arkasına basıldığını da görüyoruz?

 Hani bizler o güzel ayakkabıları ilk giydiğimizde vurunca ve dayanılmaz hale gelince arkasına basarız ya, onun gibi bir şey sanılabilir. Ayakkabı arkasına basmak yalnızca ağrıdan olmuyormuş bazen, bu güzel kızla birlikte biz bunu öğrenmiş olduk ailecek.

 Bu huyu ayrı, yüzü ayrı güzel kardeşimiz, 4 kız kardeşin 3 numarası... Babası bırakıp gittiği için, yaşının kaldıramayacağı bir telaşenin içine düşmüş. Ayakkabılara gelince ben hayatımda eskimiş, yırtılmış ayakkabı giyen çok gördüm. İçim sızlar hep, Rabbim derim sen yardım et. Ama eskiliğinin haricinde, küçük geldiği ve yenisini alamadıkları için arkasına basa basa gezeni, okula gideni ilk kez görmüş oldum. Yüreğimiz yandı. Bu yavrucak böyle okula gidiyor, arkadaşları bahçede tazı gibi koşarken o ayakkabısına mı sahip çıksın, 9 yaşında minicik kalbinde taşıdığı o büyük acılara mı? Evet, bir ayakkabıyı arkasına basa basa yürümek zorunda, çünkü alamıyor. En ucuzunu da alamıyor, zaten iyisinden söz etmiyorum.

Okullar açılalı 2 gün olmasına rağmen daha formasını giymek nasip olmamış. Neden? Çünkü bir forması yok. Büyüme çağında ve çok uzadığı için forması olmuyor.
Babası bırakmış gitmiş; annesi 4 kızına sahip çıkmaya çalışırken tabiki ev sahipleri,alacaklılar kapıda.

Şimdi bizler buna şahit olduk. Ben daha önce de böyle işlere kalkıştım, bazı arkadaşlarım -haklı olarak- bana çocuğun gidip evinde görülüp, görülmediğini sordular. Bu sefer eminim, bu sefer gördüm ve kefilim. Ben diyorum ki, hepimizin verecek bir şeyleri vardır. Kimimizin 5-10 lirası, kimimizin giymediği güzel giysileri, kimimizin sadakası... Çünkü bu kızlar; 17,15,9 ve 3 yaşında... Yani talepleri var.

Ben sizden kardeşiniz olarak rica ediyorum. Ne olur, okuyup geçmeyin elinden tutup kaldıralım. Nerede ne şartta olursanız ben sizinle iletişime geçmeye razıyım. Evlerinize, kapınızın önüne kadar gelirim, yeter ki yardım etmek isteyin.

Bir çocuk, bir genç kız, bir bebek günahsız bu kızların gönüllerini hoş etmek, sizi Allah'ın rahmetiyle muhattap edebilir.


Pınar KÖSE